Dünya uygulamalarına
bakıldığında iç denetim faaliyetinin ortaya çıkmasının tamamen şirket sahiplerinin
ihtiyaçlarından kaynaklandığı görülmektedir.
Aile şirketleri açısından bakıldığında, en
önemli ihtiyaç şirket varlıklarının korunması konusunda iç denetim faaliyetinin
şirket sahiplerine belirli bir güvence sağlamasıdır.
Şirketler büyüdükçe
sahiplerinin işlem seviyesinde kontrol edebildikleri alanlar azalır.
Belirli bir büyüklüğe ulaşan aile şirketlerinde ise genellikle varlıkların korunması
güdüsüyle iç denetim departmanlarının oluşturulması gündeme gelir.İç denetim departmanlarının ilk kez kurulduğu firmalarda genellikle öncelikli faaliyet alanı nakit ve stok gibi varlıklar üzerindeki kontroller, yani bu varlıkların korunmasıdır.
Finansal raporların güvenilirliği, özellikle vergi ve sosyal güvenlik alanında yasal mevzuata uygunluğun sağlanması gibi konular da iç denetim çalışmalarının kapsamına girebilir.
Şirketlerin büyümesi ve
kurumsallaşması ile birlikte iç denetim faaliyetinin varlıkları koruma noktasından
katma değer yaratma noktasına kaydığı gözlemlenir.
Bu seviyede iç denetim; iş
süreçlerinin geliştirilmesi, operasyonel verimlilik, risk yönetimi gibi katma
değerli faaliyetler içerisinde yer almaya başlar.
İç denetim faaliyeti
kurumun yönetişim faaliyetlerinin
geliştirilmesi için tavsiyelerde bulunmak ve yapılacak iç denetim çalışmaları
ile kurumsal yönetim yapısına katkıda bulunabilir.