24 Şubat 2011 Perşembe

IFAC ULUSLARARASI DENETİM STANDARTLARI ÇERÇEVESİNDE DIŞ DENETÇİLERİN BAĞIMSIZLIĞI

Uluslararası Denetim Standartları, IFAC bünyesinde bulunan IAASB tarafından yayımlanmaktadır. Uluslararası Denetim Standartlarında denetçi bağımsızlığı ile ilgili düzenlemelere “ISA 200-Finansal Tablolar Denetiminin Amacı ve Genel İlkeler” standardı altında bir madde olarak yer verilmiştir. Söz konusu maddede Finansal Tablolar Denetimi ile Etik Gereksinimler başlığı altında denetçilerin denetim çalışmaları sırasında gerekli etik değerlere uymaları gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca “220-Denetim Çalışmasında Kalite Kontrolü” standardında denetim firmalarında görev yapanların bağımsızlık, doğruluk, objektiflik, güvenilirlik ve profesyonel davranış ilkelerine bağlı kalmaları gerektiği belirtilmektedir. Denetim firması ortaklarının denetim sözleşmesi ve denetim çalışması sırasında bağımsızlığı sağlayıcı ve çıkar çatışmasını önleyici tedbirleri almaları gerekmektedir.
Uluslararası Denetim Standartlarında denetçi bağımsızlığına etik ilke olarak değinilmiş olmakla birlikte asıl düzenleme standartlardan ayrı olarak yayımlanan “Muhasebeciler İçin Etik İlkeler”de yapılmıştır.

1. Muhasebeciler İçin Etik İlkeler
IFAC denetçi bağımsızlığına ilişkin ayrıntılı düzenlemeleri Muhasebeciler İçin Etik Kurallar (The Code Of Ethics For Professional Accountants) çerçevesinde oluşturmuştur. IFAC meslek etiği kurallarında bağımsızlık ile ilgili hükümler serbest meslek icra edenlere yönelik olup iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda denetçi bağımsızlığına yönelik genel ilkeler ile bağımsızlığı azaltan durumlar ve bağımsızlığı korumaya yönelik önlemler açıklanmıştır. İkinci kısımda ise spesifik durumlarda uygulanacak ilkelere ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

2. Bağımsızlığı Tehdit Eden Durumlar
IFAC tarafından yayımlanan Etik Kurallarda pek çok durumun bağımsızlığı tehdit edebileceği belirtildikten sonra örnek olarak aşağıdaki durumlar verilmiştir.
a. Kişisel Menfaat (Self Interest) Tehlikesi: Denetçinin kendisinin, aile üyelerinin veya yakınlarının müşteri nezdinde mali menfaatleri veya müşteri ile kişisel menfaat anlaşmazlığı olması durumunda ortaya çıkabilir.
b. Kendi İşini Denetleme (Self Review) Tehlikesi: Denetçinin denetim döneminde veya önceki dönemlerde kendi verdiği kararlar ile ilgili konuları denetlemesi durumunda ortaya çıkar. Denetçinin kendi katıldığı kararlar ile ilgili konuları denetlerken objektifliğini koruması güçtür.
c. Savunma (Advocacy) Tehlikesi: Denetçinin, müşteri işletme ile ilgili mahkeme ve benzeri bir durumda önceki çalışmalarındaki objektifliğini zedeleyecek şekilde ifade verme durumunda olması gibi hallerde kendini savunma eğilimi göstermesinden kaynaklanabilir.
d. Samimiyet (Familiarity) Tehlikesi: Bir firmanın veya denetim ekibinin bir üyesinin, müşterisi veya yöneticileri ile olan yakın ilişkileri sonucu müşterinin menfaatlerine aşırı derecede önem verir duruma gelmesi halinde oluşabilir.
e. Yıldırma (Intimidation) Tehlikesi:Doğrudan veya dolaylı tehdit ve zorlamalar sonucunda denetçinin objektif karar vermesinin zorlaşması durumunda oluşabilir.

Belirli bir tehdidin ne derece önemli olduğu tehdidin gücü; karışan kişilerin konumu, tehdide yol açan durumun özelliği ve genel olarak denetim ortamı gibi sayılabilen veya sayılamayan pek çok duruma bağlıdır. Denetçi tehdidin önemini değerlerken farklı tehdit türlerinin bir arada ortaya çıkabileceğine dikkat etmelidir. Denetçi bağımsızlığını tehlikeye sokan risk düzeyini bu tehditlerin tek tek veya birlikte önemi ve denetim üzerindeki etkisi belirleyecektir.
IFAC tarafından yayımlanan Muhasebeciler İçin Etik Kurallar setinin B bölümünde serbest meslek faaliyeti yürüten meslek mensuplarının karşılaşabileceği spesifik durumlarla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Söz konusu düzenlemeler ana başlıklar halinde şu şekilde belirtilebilir:

- Mesleki Atamalar
- Çıkar Çatışmaları
- İkincil Görüşler
- Ücret ve Diğer Gelirler
- Mesleki Hizmetlerin Pazarlanması
- Hediyeler ve Ağırlamalar
- Müşterilere Ait Varlıkların Muhafazası
- Objektiflik – Tüm Hizmetlerde
- Bağımsızlık – Güvence (Assurance) Hizmetlerinde

3. Bağımsızlığı Koruyucu Önlemler
Koruyucu önemler bağımsızlığa yönelik tehditleri kabul edilebilir bir düzeye indirebilir veya ortadan kaldırabilir. Koruyucu önlemler iki ana bölümde ele alınabilir:

1. Mesleki ve yasal düzenlemeler ile meydana getirilen koruyucu önlemler,
2. İş ortamından kaynaklanan koruyucu önlemler.
IFAC tarafından yayımlanan Etik Kurallarda; mesleki ve yasal düzenlemeler ile meydana getirilen koruyucu önlemlere örnek olarak aşağıdaki düzenlemeler verilmiştir.
- Mesleğe giriş için getirilen mesleki eğitim ve tecrübe şartları,
- Sürekli mesleki gelişim gerekliliği,
- Kurumsal Yönetim ile ilgili düzenlemeler,
- Mesleki standartlar,
- Mesleki ve düzenleyici kurumların gözetim ve disiplin prosedürleri,
- Denetçi çalışmalarının yasal olarak yetki verilmiş üçüncü taraflarca gözden geçirilerek değerlenmesi.

İş ortamından kaynaklanan tehditler ve bu tehditlerin önlenmesine yönelik olarak getirilen koruyucu önlemlere ise Etik İlkelerin B ve C bölümlerinde yer verilmiştir. Söz konusu ilkeler daha ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
Uygulanacak bazı önlemler etik olmayan davranışların ortaya çıkarılmasını kolaylaştırabilir. Söz konusu önlemler muhasebe mesleği, yasal düzenlemeler veya çalışılan organizasyonlar tarafından oluşturulmuş olabilir. Etik İlkerlerde bu tür önlemlere örnek olarak aşağıdaki unsurlar sayılmıştır:

- Çalışılan organizasyon veya meslek örgütlerince oluşturulan etkili bir şikayet sistemi meslek mensuplarının, şirket çalışanlarının veya genel olarak kamu oyunun etik olmayan davranışlara karşı ilgi ve tutumunu etkileyebilir.
- Etik davranış gereksinmeleri ile ilgili olarak bölümlerin raporlama sorumluluklarının açık bir şekilde ortaya konması.
Koruyucu önlemlerin varlığı ve etkinliği bağımsızlık risk düzeyini etkiler. Denetçi bağımsızlığına ilişkin tehditleri ortadan kaldırmak veya azaltmaya yönelik olarak oluşturulabilecek sınırlamalar, yasaklamalar, diğer politikalar ve prosedürler ile açıklamalar gibi farklı koruma önlemleri bulunmaktadır. Denetçilerin her zaman bunları dikkate almaları ve belgelendirmeleri gerekmektedir.

Kaynaklar:
- IFAC, Handbook of International Auditing, Assurance and Ethics Pronouncements, 2007 Edition,
- UZAY Şaban, Türkiye’de Denetçi Bağımsızlığı, www.iibf.erciyes.edu.tr/akademik/suzay/suzay_d1e.pdf

Şirket içi yolsuzluklara karşı bilişim.

Kariyer Dergi Aralık 2008


Şirketler bazen kendi çalışanları tarafından yapılan yolsuzluklardan zarar görebiliyor. Özellikle kurumsallaşma çabası içindeki aile firmaları denetimi profesyonel kadrolara bırakırken veya büyüme sürecinde olan firmalar yolsuzlukla karşılaşabiliyor. Çözümüyse yine etkin bilgi sistemleri sunuyor!
Yolsuzluk, sadece devlet kurumlarında değil özel sektörde de karşılaşılan problemlerden biri. PriceWaterHouse tarafından yapılan bir araştırmada şirket içi yolsuzluklarda şirketlerin uğradığı zararın vaka başına 3,5 milyon doları bulabildiği saptanmış. Yolsuzlukların pek çok farklı çeşidi bulunmakla birlikte, kuralları önceden belirlenmiş ve sorumlulukların dağıtılmış olduğu merkezi sistemler, yolsuzluğun önlenmesinde, en azından en kısa zamanda fark edilmesinde çok etkin.

Onay mekanizmaları
Şirket içi yolsuzluk denince akla ilk olarak para ile en çok temasta olan satın alma ve muhasebe birimleri geliyor. Satın alma sürecinde, tedarikçi adaylardan komisyon almak, kendisinin direkt veya dolaylı ortaklığı olan bir firma ile gerçek değerinin üzerinde anlaşma yapmak gibi etik dışı davranışlara rastlanabiliyor. Ya da ödemelerden sorumlu kişiler bir ürün ya da hizmet alınmadan, alınmış gibi göstererek belli kişi ya da firmalara ödeme çıkartabiliyor. Şirket henüz aile firmasıyken ve her şey patronun bilgisi dahilinde gerçekleşirken, bu tür riskler bulunmuyor. Ancak şirket yönetimi profesyonel kişilere devredilirken entegre bir bilgi sistem ağı yerleştirilmemiş, iş süreçleri standartlaştırılmamışsa büyük riskler ortaya çıkıyor. Bu tür risklere karşı, tüm iş sürecini merkezi bir bilgi sistemine aktarıp, süreçteki herkesin bilgi ve onayını almak, her işin standardını belirlemek çok önemli. Aynı devlet yönetiminde olduğu gibi şirket içinde de güçlerin ayrılığı ilkesi benimsenmeli. Satın alma talebinde bulunan, bu talep karşılığında satın almayı gerçekleştiren kişiler, bu ürün/hizmeti kullanan kişiler ve sonunda ödemeyi yapan kişiler ayrı olmalı ve tüm bu süreç merkezi bir bilgi sistemi ile denetlenmeli. Talep olmadan alım gerçekleşmemeli, ürün/hizmet kabulü olmadan ödeme yapılmamalı.

Standartların belirlenmesi
Her ne kadar görülme olasılığı çok düşük olsa da, para ile direkt ilişkisi olmayan üretim birimlerinin de yolsuzluk yapma ihtimali bulunuyor. Bazı hammadde ve sarf malzemelerini daha fazla kullanıp, malzeme tedarikçisi firmadan komisyon almak gibi ender olaylara rastlanıyor. Ya da bazı işçilerle anlaşıp, fazla mesai ihtiyacı yokken, daha yüksek ücret ödeyerek fazla mesaiye bırakmak ve fazla mesai ücretinden komisyon almak gibi olaylar yaşanabiliyor.
Bu durumların belirlenebilmesi için, şirket tarafından üretilen her türlü ürün ve hizmetin, standart malzeme ve işçiliğinin yine merkezi bir sistemde belirlenmesi büyük önem taşıyor. Merkezi bir sistemde toplam ihtiyaçların hesaplanması, bu hesaplamalara göre iş emirlerinin açılması, bu iş emirleri dahilinde alım ya da fazla mesai kararının verilmesi, bu tür suistimalleri önlüyor. Ancak kurumsallaşma yolundaki bazı firmalarda, bu bilgiler sadece patronda ve aile fertlerinde bulunuyor. Çoğu zaman bunlar yazılı bilgi olarak da saklanmıyor. Kurumsallaşırken bu bilgiler mutlaka standart süreler olarak belirlenmeli. Şirket içinde yapılacak her işin bu standartlar ile karşılaştırılması mümkün olmalı. Şirket içinde yaygınlaştırılacak entegre bir sistem ile yapılan tüm işlerin gerektirdiği standart işçilik ve malzemeler, gerçekleşen tüketim ve işçilik süreleri ile karşılaştırılmalı. Bu sayede her ayın sonunda üstünden geçilip değerlendirilecek standart ve gerçekleşen tüketimlerle verimlilik kontrol altına alınıp, yolsuzluk riskleri sıfıra indirilebilir.

Eğilim analizleri
Kurumsallaşma yoluna giren firmalarda, satış profesyonellerinin şirkete dahil olması, patronun satış sözleşmelerindeki hakimiyetini azaltıyor. Bazı durumlarda satış profesyonellerinin, kendi kurdukları firma ile sanal bayi gibi çalıştıkları görülebiliyor. Kendi aralarında kurdukları bir firma ile şirketin ürünlerini mümkün olan en yüksek indirimle kendi sahipliklerine geçirip, sonrasında zaten hazır olan müşterilere daha az indirimle satıp, aradaki farktan fayda sağlayabiliyorlar.
Bu gibi durumlar için eğilim analizleri, durumu fark etmek ve gerekli önlemleri almak açısından çok yararlıdır. Müşteri/ bayi bazında toplam satış rakamlarının zaman içindeki değerlerinin merkezi bir sistem ile takip edilmesi, beklenenden yüksek düşüş ya da artışların sorgulanması gerekiyor. Eğilim analizleri müşteri memnuniyeti konusunda da çok önemli bilgiler sağlayabiliyor. Patronun denetiminin azaldığı ortamlarda, şikayetlerin patrona kadar ulaşması zorlaşıyor, müşteri memnuniyetindeki sıkıntılar patrona çok geç intikal edebiliyor.
Örnek bir vakada bir müşterimiz satışları bir anda düşen bayisini aradığında, bayi ile satış temsilcisinin kavga ettiği ortaya çıkmıştı. Normalde şirkete küsmüş olan bayi bu durumu şirket sahibine ulaştırmaktan ziyade, alımdan vazgeçerek tepkisini göstermişti. Ama eğilim analizlerine bakan patron, durumu fark ederek müdahale edebildi.

Kalite standartları
Kurumsallaşan firmalarda kalite süreçlerinin devreye alınması bu yolsuzlukları önlemede ilk savunma duvarını örüyor. Her işin belli bir standarda göre yapılması, onay mekanizmalarının kurulması, kurumsallaşmada ve patronun azalan denetim boşluğunun doldurulmasında etkili oluyor. Ancak tüm süreci elektronik ortama taşıyıp, patronun istediği anda ve dönem sonlarında uygulanma performansını takip edebilmesinin de sağlanması gerekiyor. Standartları belirlemek ile standartları uygulatmak arasında çok önemli bir boşluk bulunuyor. Bu boşluk bilgi sistemleri tarafından doldurulmalı.
Bu konuda geçtiğimiz yıllarda, dünyaca ünlü firmaların üst düzey yöneticilerinin karıştıkları bazı olaylar, konuyu yeniden gündeme taşıdı. Üst düzey yöneticilerin kendilerini başarılı gösterip yüksek prim almalarını sağlayan muhasebe kaydı usulsüzlükleri sonrasında, kurumsal bilgi sistemleri ile ilgili standartlarda değişiklikler yapıldı. Özellikle kayıt silme ve düzeltme işlemlerinde mutlaka sistemde bir iz bırakılıyor olması, bu işlemlerin birkaç kişi tarafından onaylanmadan gerçekleşmemesi gibi özellikler eklendi.

Gelişmiş uyarı mekanizmaları
Günümüzde kullandığımız kurumsal yazılımların çoğunda uyarı mekanizması bulunuyor. Belli bir oranın üzerinde indirim verildiğinde, yüklü bir ödeme yapıldığında, mesai saatleri dışında kritik bir işlem gerçekleştirildiğinde sistem tarafından otomatik uyarı mesajlarının patron ya da denetici birimlere gönderilmesi sağlanabiliyor. Bu uyarı mekanizmaları sayesinde, ilgili işlemler detaylı olarak sorgulanıp, olası yolsuzluklar önlenebiliyor. Günümüzün gelişmiş teknolojileri sayesinde, şüphe duyulan kişilerin bilgisayarları ile yapacakları her türlü mesajlaşma ve işlem takip edilebiliyor. Merkezi bir sistem kurulup, şirket içi tüm işlemlerin bu sistem üzerinde gerçekleştirilmesi, yolsuzluklara karşı en caydırıcı önlem olduğu gibi, olası bir usulsüzlükte durumun en hızlı biçimde fark edilmesini de sağlıyor.

En çok karşılaşılan yolsuzluklar
Muhasebe ve satın alma birimlerinde;
* Satın alma sürecinde, tedarikçi adaylardan komisyon almak.
* Kendisinin direkt veya dolaylı ortaklığı olan bir firma ile gerçek değerinin üzerinde anlaşma yapmak.
* Bir ürün ya da hizmet alınmadan, alınmış gibi göstererek belli kişi ya da firmalara ödeme çıkartmak.
Üretim birimlerinde;
Bazı hammadde ve sarf malzemelerini daha fazla kullanıp, malzeme tedarikçisi firmadan komisyon almak
Bazı işçilerle anlaşıp, fazla mesai ihtiyacı yokken, daha yüksek ücret ödeyerek fazla mesaiye bırakmak ve fazla mesai ücretinden komisyon almak
Satışta;
* Kendi aralarında kurdukları sanal bir firma ile şirketin ürünlerini mümkün olan en yüksek indirimle kendi sahipliklerine geçirip, sonrasında zaten hazır olan müşterilere daha az indirimle satıp, aradaki farktan fayda sağlamak
Üst yönetimde;
* Kendilerini başarılı gösterip yüksek prim almalarını sağlayan muhasebe kaydı usulsüzlükleri